16 Ekim 2014

ASIK AND DESTROY


Öncelikle herkese merhaba. Her zaman ilklerden nefret etmişimdir. Bu postta da bunu fazlasıyla hissediyorum. Fakat bu blogu açma nedenimi ve nasıl kullanacağımı anlatarak fena olmayan bir giriş yapabileceğimi düşünüyorum.

Basketbolu çok seven, hatta hayatının merkezinde basketbol olan sıradan biri olarak zaman zaman düşündüğüm ve hissettiğim şeyleri yazıya dökme ihtiyacı hissediyorum. Twitter vb. mecralar bloglama işini %90 öldürdü, bunun farkındayım. Ondan dolayı burada yazacağım konular genellikle birkaç tweet ile açıklayamayacağım şeylerden oluşacak.

Belki bilenleriniz vardır, kendine has bir ismi olan ve lise yıllarımdan kalan bir blogum vardı. Onu emekliye ayırıp yeni bir blog açmanın zamanı geldi diye düşündüm. Bundaki asıl sebep o blogun fazlasıyla karışık ve istikrarsız bir şekilde yapılanmasıydı. Gerçekten Türkçe bir isim altında yazmak isterdim ama çoğu ya kapılmıştı ya da çok banal isimlerden oluşuyordu. Belki de ben yeterince yaratıcı değildim. Sonuç olarak ülke basketbolumuzun en önemli oyuncularından birininin NBA'deki takma adını kullanmaya karar verdim: Asik and Destroy.

Blogun ilk yazısının şerefine Ömer Aşık'ın oyununu, yeni takımına verebileceği katkıları ve Anthony Davis'le nasıl bir ikili oluşturacaklarını incelemek istedim. Başlayalım.

 ASIK AND DESTROY

Houston Rockets iki yıl önce Ömer Aşık'a 3 yıl $25 milyon değerindeki kontratı imzalatarak ligin en iyi savunma uzunlarından birine sahip olmuştu. Chicago'da Joakim Noah'ın arkasından gelerek oldukça iyi bir performans sergileyen Ömer, klasik istatistiklerin çok ötesindeki oyununu karmaşık istatistikler dehası Daryl Morey'e kanıtlayabilmiş ve kendisi için büyük gözüken kontratı koparabilmişti.

T-Mac ve Yao sonrasında tamamen yenilenmek isteyen Rockets, Ömer, Lin ve Harden imzalarıyla bir yapılanma sürecine girmişti. Genel menejer Morey'nin 2012-13 sezonunun hemen öncesinde reddit'te yaptığı ama'de söylediği şeyler şu anda bulunduğumuz noktayı çok önceden işaret etmişti. Morey, zaman içinde süperstar takviyeleri yaparak Houston şehrine 90'lı yılların ortalarında yaşadığı sevinci tekrarlatmak istiyordu. İşte tam bu nokta Ömer Aşık'ın Houston'dan ayrılma sürecinin başlamasının ana nedenini oluşturuyordu.

NBA'de ilk beş başlamak için Chicago'dan ayrılan Ömer, bu kez Dwight Howard engeliyle karşı karşıya kalmıştı. Morey'nin Howard hamlesi, işe yarayıp yaramayacağını düşünmeden marketteki en değerli şeyi eve götürmekten pek de farklı değildi. Houston'da geçirdiği umut verici bir sezondan sonra Aşık, tekrardan bench'e düştü, takasını istedi ve ortaya pek de şık olmayan görüntüler çıktı.



2014 yılına Rockets formasıyla girme ihtimali çok düşük gözüken Ömer, Morey'nin takas değerini standarttan çok daha yukarıda tutması sonucunda sezonu Rockets'ta tamamladı. Play-off'ta ilk turda elenen Houston Rockets'ın yaz döneminde LeBron, Melo ve Bosh gibi isimlerin peşinden koşacağı bilinen bir gerçekti. Bu hedef doğrultusunda gelecek sezonun takımında düşünülmeyen isimler yani kontratlar bir an önce elden çıkarılacaktı. Ömer ve Lin, gönderilecek muhtemel isimlerin başında geliyorlardı. Ki Ömer Aşık da gitmeyi neredeyse bir yıldır arzuluyordu. Houston Rockets sezon içinde gelen tekliflerin çok daha altında bir değerdeki öneriyi kabul etti ve Ömer'i New Orleans Pelicans'a gönderdi.



Dwight Howard, Houston'a geldikten sonra Ömer'in gösterdiği tavırlar anlaşılabilir fakat çok da hoş değildi. Buna rağmen hepimiz çok iyi biliyoruz ki Ömer takımı için her şeyini sahaya koymayı öncelik edinmiş, çok ama çok düzgün karakterli bir oyuncu. Tam bu noktada Anthony Davis'in lige geldiğinden beri geçen sürede pota altında beraber oynayabileceği yardımcı karakteri bulamadığı aklıma geliyor. Davis, şüphesiz ki hiçbir sakatlık geçirmediği takdirde ligin en önemli oyuncusu olmaya aday - aslında bakarsanız şu anda bir liste yapsam kendisini ilk üçe yazardım, malum iki adamın arkasına. Lakin, Ömer için yeniden başlayacak ilk beş serüveni esasında takımın esas oğlanı Davis için de büyük bir şans. Davis ilk defa gerçek pozisyonunda arkasını düşünmeden oynayabilecek. Monty Williams, Davis ve Ömer arasında bu yaz İspanya'da geçen konuşma sırasında takımın yeni üyesi bu ikiliye savunma yapmak istediğini ve hücumda rolünün olup olmamasını çok da umursamadığını belirtti. New Orleans'ın elindeki hücum silahlarını göz önüne aldığımızda Ömer'e oyunun hücum alanında çok da ihtiyaç kalmayacağını şimdiden söyleyebiliriz. Birkaç satır yukarıda Ömer'in Davis'e arkasına bakmadan rahatça oynayabilmesini sağlayacağından söz etmiştim. Şimdi bu konuyu biraz açalım; Ömer'in savunmasına ve New Orleans'a neler katabileceğine göz atalım.

Ribaundlar, savunma ve Davis'i rahatlatabilecek pivot eksikliği 13-14 Pelicans takımının başlıca sorunlarındandı. Savunma sorununu rakamlara dökecek olursak, Pelicans geçen sezon pozisyon başına 1.06 sayı yemişti. Sıralamaya vurulduğunda geçtiğimiz sezon ligde onlardan daha kötü olan sadece 3 takım vardı: Lakers, Jazz ve Bucks. Takımınızın içinde olmasını isteyeceğiniz bir grup kesinlikle değil.

Davis gibi bir canavara sahip olan Pelicans geçtiğimiz sezon ribaund istatistiklerinde de hiç iyi sayılmazdı. Pelicans 30 takımlı NBA'de maç başına 49 ribaund ortalamasıyla ligi 23.sırada bitirdi.

Avrupa kariyerini bir kenara bırakıp NBA'de ikinci şansını değerlendirmek isteyen Ajinca geçen sezon hiç fena iş çıkarmadı. Ancak harika fiziğine rağmen savunmada çok fazla caydırıcı olamaması, tabir-i caizse yumuşak olmasından ötürü Pelicans pota altı şimdiki korkutuculuğundan uzak bir görüntü çiziyordu. Bu da bir çok kolay atış anlamına geliyor. Ayrıca hakkını vermek lazım, Ryan Anderson'ın denklemden çıkması tüm bu çok yönlülüğü öldürmüş ve Pelicans uzunlarını biraz daha sıradanlaştırmıştı.

İşte tüm bu eksikleri bu sene Ömer'le kapatmayı umuyor Monty Williams ve ekibi. Ömer, Houston'daki ilk sezonunda bu işleri uzun süreler alarak da layıkıyla yapabileceğini kanıtlamıştı. 2012-13 sezonunun en çok ribaund alan oyuncusu olmuş, daha da önemlisi Rockets'ın batı konferansında play-off yapabilmesini sağlayan önemli etkenlerin başında gelmişti.

Basketbolun mücadele ve savunma kısmını zevkle izleyenler için, Ömer'i savunma sırasında takip etmek gerçekten çok büyük bir keyif. Aktif elleri, p&r sırasındaki show up'ları, çok hızlı bir şekilde adamını bulabilmesi ve benim favori bölümüm post savunması... Bazen görüntüler kelimelerden çok daha kuvvetlidir ya, bu video onun kanıtı niteliğinde. Buyrun:


Geçtiğimiz gün oynanan New Orleans-Houston maçından sonra gazeteciler McHale'e Ömer'le ilgili birkaç soru sordular. McHale eski oyuncusu hakkında çok güzel şeyler söyledi. Benim en çok hoşuma giden bölüm ise şu oldu:

"Ömer kim olduğunu ve neyi iyi yaptığını biliyor. Ve iyi yaptığı şeyleri de en üst seviyede yapıyor. Ligin en iyi pivotlarından biri"


Davis ve Aşık ikilisi rakip oyuncuların New Orleans pota altına penetre etmesini iki kat daha zorlaştıracak. İki büyük uzunla oynayan takımlara karşı alan açmak için sık sık denenen 'stretch 4' yani şutör 4 numara hamlesi New Orleans'a karşı çok verimli olamayacak. Çünkü Davis gibi gerçekten çok çabuk ve müthiş atlet bir oyuncuya ve çemberi savunmayı adeta mükemmelleştirmiş bir pivota sahip New Orleans Pelicans.

Oyunun hücum alanına bakmak gerekirse, Ömer'in Davis gibi bir uzunun yanında oynamanın ekmeğini fazlaca yiyeceğini söylemek pek yanlış olmaz. Davis'in orta mesafe şutunun olması ve Howard gibi sürekli post'a gömülmemesi bu ikilinin iş yapabilme olasılığını fazlasıyla artırıyor. Esasında hücum tarafını düşünmeye başladığımızda Ömer için değil de Davis için heyecanlanıyorum. Ömer'in kasap elleriyle hücumda verebileceği şeyler ne yazık ki sınırlı. Zaten ondan hücumda sırtı dönük oynaması falan istenmiyor - muhtemelen Pelicans'a hücumdaki en büyük yararı yaptığı harika perdelemeler ve boş smaçlar olacak. Ama Davis için durum farklı. Artık 5 oynamak zorunda kalmayacak. Cousins veya Howard gibi oyuncularla boğuşmak Ömer'in işi olacak. Ve dolayısıyla oyundaki verimliliği bu sezon bence tavan yapacak.

Batı konferansındaki seviyenin çok yüksek olmasından ötürü hiçbir takımın yeri tam anlamıyla belli değil. Doğu konferansında tüm sezon en iyi oyuncusundan hiçbir şey alamayan bir takım play-off yapabiliyorken, batıda 48-34 gibi gerçekten iyi bir dereceye sahip bir takım play-off biletini kaçırabiliyor. Bu yüzden, sakatlık durumları yaşamayacaklarını varsayarak, play-off yolunda iyi bir şansları olduğunu ama herhangi bir kesinlikten söz edemeyeceğimizi düşünüyorum. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Paul ayrıldıktan bu yana eski adıyla New Orleans Hornets, yeni adıyla New Orleans Pelicans play-off atmosferine hiç bu kadar yaklaşmamıştı.

Tüm bu yazdıklarımdan anlaşılacağı üzere Asik-Davis ikilisi beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. Ben Wallace-Rasheed Wallace ikilisinin ligi domine ettiği yıllardan bu yana ligde bu tarzda savunma seviyesi çok yüksek olan bir ikili gördüğümüzü hatırlamıyorum. Buna ek olarak, kenardan 'şutör uzun' vasfıyla bu uzun topluluğunun kreması olacak Ryan Anderson'dan hiç söz etmedik bile. New Orleans'taki 5.sezonuna başlayacak olan Monty Williams'ın başarısızlık geldiği takdirde bu kez kovulmaması için hiçbir mazereti olmayacak.

2 yorum: